İNEBOLU'MUZUN ULU ÇINARLARI

“Gençlik bahara, yaşlılık kışa benzer, baharda kıymet bilmeyenin kışı çetin geçer…”

Biz genç nesillere, yaşlılarımız mukaddes emanettir… Bu emanet daima sevilmeli, hatırlanmalı ve bu saygı, minnet ve sevgi ile nesilden nesile aktarılmalıdır…

Tarihin en güzel tanıkları yaşlılardır…

Ben de bu hafta İnebolu Huzurevi’ni ziyaret ettim… benim de çocukluğum geniş bir ailede geçti… Yaşlıları gördüğümde rahmetli dedem ve ananem ile anılarım canlandı bir anda…

İnebolulu iş adamı Mehmet REİS’in yaptırdığı, tarihimizin izlerini taşıyan İstiklâl Madalyası rozetlerini yaşlılarımıza takdim ettim… Çok mutlu oldular ve teşekkürlerini sundular…

Hepimiz insanız ve Allah nasip ederse hepimiz yaşlanacağız…

Bilmeliyiz ki bizler yaşlılarımıza nasıl davranıyorsak, yaşlandığımızda da birileri de bize öyle davranacaktır…

Ne yapılan iyilik unutulur ne de kötülük…

Yaşlı annesine, babasına bakan, ondan ilgiyi, yardımı muhtaç etmeyen insanların da yaşlılıkları güzel bir şekilde geçer.

Bu yüzden yaşlılara karşı daima saygılı ve yardımsever olmalıyız.

Allah’ın yeterince uzun ömür bahşettiği her insan, büyür ve yaşlanır…

Yaşamaya devam edipte yaşlanmayacak olan insan yoktur… Bugünün yaşlılar, dünün gençleri, hatta bebekleri idiler…

Ancak su gibi akıp geçen zaman, onları yaşlandırıp bu hale getirdi.

Anadolu kültüründe, aksakallı ihtiyar olmak adeta bir rütbedir… İhtiyarlarımızın üzerlerinde hikmetin, bilgeliğin, nişanını taşırlar…

Hürmete layıktırlar… Hayata dair hakikatler onlardan dinlenir…

Yaşlılık bir anlamda hikmet ve kemal sahibi olmakla eşdeğerdir…

Şunu hiç unutmamalıyız…!