Hiç tanımadığım, ya da tanışmadığım onlarca insanla yazılarım vasıtasıyla iletişim kurmuş olduğumuzun, karşılıklı olmasa da bir nevi yazılarla hasbihal ettiğimizin farkındaydım...
Fakat yazılarımı ilk günden beri okuyan, okumakla kalmayıp Yeni İnebolu Gazetesinde yer alan köşe yazılarımı bir makasla kesip biriktiren, bir nevi Bülent Yağcıoğlu'nun yayınlanmış tüm yazılarının arşivini oluşturan bir okuyucumun olduğunu da aklımın ucundan geçirmemiştim...
Nasıl haberim oldu, hangi rastlantı sonucu bu ayrıntılar beni buldu? Bu detayları yazmak yerine, on yıldır yayınlanan köşe yazılarımın hepsini biriktiren, aslında ismini burada yazarak minnet duygularımı ifade etmek istediğim, fakat ismini yazmamam konusunda söz verdiğim büyüğümün İnebolu'da rahatsız olduğu bir konuyu dile getirmek istiyorum.
Aslında şunu da belirtmeliyim ki; bu sıkıntıların herkes farkında, herkes rahatsız, fakat insanların yüzde doksanı "benden olmasın" mantığıyla hareket ediyor ve sorunu içinde yaşıyor, ya da sadece bir kaç kişi ile dedikodusunu yapıyor o kadar...
Boyranaltında oturan ve sıkıntıyı en üst seviyede komşularıyla birlikte yaşadığını söyleyen okuyucum ise bu sorunu "toplumsal duyarlılık ve sorumluluk" addederek "yetkililere nasıl duyururum?", "Bu konuda ivedilikle önlem alınır mı?" çaba ve gayretini taşıyor...
Evet rahatsızlık duyulan konu, bazı araçlara özellikle taktırılan düzenekle çıkarılan ve kulakları tırmalayan yüksek sesle mahalle aralarında dolaşan arabalar...
Bu araçları kullananların ortak özelliği kendi varlıklarını kanıtlama çabaları...
Kendi zevkine hitap eden müzik tarzını en yüksek ses seviyesinde dinleyerek, gezdiği ve geçtiği güzergâhta ikâmet eden insanlara da empoze etmeye çalışmak...
Yine renk renk boyayarak aykırı bir konuma getirdikleri motosikletleriyle Boyranaltını yarış pisti gibi kullananların verdikleri rahatsızlığın giderilmesini de talep ediyor okuyucum...
Belki de bu sıkıntılı durumu dile getirmeyenlerin sözcüsü olup yetkilileri harekete geçirmek istiyor...
Ayrıca herkesin ortak kullanımı için yapılan sahildeki kamelyaların ve parkların insanlar tarafından pis kullanıldığı, çevre temizliğine dikkat edilmediği, "bulmak istenildiği gibi bırakılmadığı" gözlemleniyor.
Bize de okuyucularımın talebini yerine getirmek için yazmak düşüyor.
Tekrar köşe yazılarımı takip eden ve ilk günden beri gazeteden kesip biriktirerek arşiv oluşturan okuyucuma duyarlılığı ve İnebolu sevdası için teşekkür ediyorum.