Yıllar yılı elin adamlarına değer vererek baş tacı yaptık!
Yıllar yılı elin adamlarını adam ettik de kendi yetişmiş beyinlerimize gereken değeri bir türlü vermedik, maalesef veremedik!
Kendi iç çekişmelerimizden dolayı kendi bağrımızdan çıkan, kendi evlatlarımızı bir türlü göremedik veya görmezden geldik!
Halbuki en acı günümüzde, en sevinçli günlerimizde hep bizim evlatlar yanımızda değil miydi?
Elin adamları bize, “ Burası bizim artık memleketimiz dediler… Burasıda vatan toprağı dediler... Biz artık buralıyız bile dediler… Hatta nerde doğduğun önemli değil nerede doyduğun önemli bile dediler” dediler de dediler işte. Ağzımıza bir parmak bal çalıp sahteden de olsa bizden oluverdiler!
Yıllar yılı dediler ama süreklide hep kendi çevrelerine ve doğup büyüdükleri toprakları koruyup kolladılar!
Kısaca bu sahte Kastamonulular kendilerini “Biz de sizdeniz” diye yutturdular bize.
Bin bir zahmetle okutup, yetiştirdiğimiz kendi öz evlatlarımızı gurbet ellere gönderdik. Elin uşaklarını da yıllar yılı bağrımıza bastık!
Bu memleketçilik olayına, bu senden, bu benden olayına yada olmayanlara aslında ben yıllar yılı hep karşı çıktım.
Lakin meğer öyle olmuyormuş bu işler.
Denizlili olan X Partili elin adamı, bizim memleketin değerlerini korumak yerine, bizim memlekete hizmet etmek yerine kendi hemşehrilerinin işlerini takip ettiklerini üzülerek gördük ve halada görüyoruz!
Lüleburgaz’dan geliyor adam burada çalışmaya başlıyor, ekmeğini kazanıyor, çoluğunu çocuğunu buradan kazandığı parayla okutuyor. Lakin eninde sonunda siyasete giriyor milletvekili yada başkan oluyor ve kendi memleketine hizmet etmeye başlıyor. Bizde ağzımız bir karış açık onları izliyoruz!
Bizim uşaklarda “Bayrağın dalgalandığı her yer vatan” diye yaklaşıyor olaya ve sadece ekmek parasını kazanmaya bakıyor. Lakin elin uşağı hiçte öyle bakmıyormuş olaya.
Bu konuya somut bir örnek vermek gerekirse, Türkiye’de Trabzon lobisini bilmeyen duymayan yoktur sanırım.
Trabzonlu ol da, istersen çamurdan ol. Hangi partili olursan ol fark etmez! Trabzonlular bu konuya şöyle yaklaşıyorlar “Uzayan kol bizden olsun!”
Eeee hani bazen Trabzonlulara kızıyoruz ama haksızda sayılmazlar yani…
Ne uğraşsınlar elin adamlarıyla. Kendi köylerinden, kendi ilçelerinden ve hatta kendilerinden olanı bir yerlere getiriyorlar! sonra da bir telefonla iş bitiriyorlar!
Eeee adamlar boşuna demiyorlar “Bize her yer Trabzon” diye.
15 gündür Türkiye’nin gündemine oturan Bozkurt’taki acı ve bir o kadarda üzücü olayda yaşamını yitiren anne Huriye Helvacı ile 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’nın cenazesine gelmiş bizim İnebolulu Abdullah.
Hani birileri sürekli bizde sizdeniz diye kendilerini yutturuyorlar ya! Onlar hep düğünde varlar, maalesef cenazede yoklar. Onlar mutlu anlarımızda yanımızda ama acı zamanlarda maalesef hiç yoklar!
İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden biri olan Bağcılar’da güler yüzü ve insancıl yaklaşımı ve de tevazuu nedeniyle belediye başkanı seçildi.
Sonra kolay kolay hiçbir kimse belediye başkanlığından istifa ederek parti başkanlığına gitmez.
Ama o, belediye başkanlığından istifa ederek gönül verdiği partisinin İstanbul il başkanlığına aday oldu ve kazandı.
Kimden bahsettiğimi aslında siz anladınız.
Bağcılar önceki dönem Belediye Başkanı Yiğit İnebolu’nun bağrından çıkan dedesi, anası, babası ve dahası tüm hısım akrabaları, aile mezarlığı İnebolu’da olan bizim uşak, dün hiç tanımadığı ama acı olaydan dolayı üzgün olan sahil ilçelerimizi ziyaret ederek cenaze törenine katıldı. Tıpkı 11 Ağustos’taki o asrın sel felaketinde oluğu gibi yine memleketindeydi.
Gelirken de yalnız gelmemiş tabi ki bizim Abdullah.
İstanbul’da çok sayıda bulunan İnebolulu hemşehrimizden, iş dünyasından bürokratlardan vs. çok sayıda hemşehrilerimizi de getirmiş.
Hazır gelmişken birde Kastamonu Merkez’de STK temsilcilerini dinledi. Zaten bildiği ve hakim olduğu sorunları birde birinci ağızdan dinledi bizim Abdullah.
Allah bahtını da, yolunu da açık etsin Yiğit İnebolunun yiğit evladı Abdullah Özdemir…
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir kerede bize her yer Kastamonu oluversin be…”